tuhaf otobüs anıları

bugün çarşıdan eve çıkarken bindiğim otobüste kızın bir tanesi geldi arkama oturdu. 2 3 dakka sonra telefonu çaldı. ve direk 'efendim aşkım' diyerek açtı telefonu karşıdakine sesi gitmemiş olacakki (bkz: böyle düşünmek istiyorum) sürekli yuksek sesle aşkım aşkım diye konuştu. sanki millete sevgilisi olduğunu bello etmek ister gibisinden. yapmayın gözünüzü seveyim ya

araba tutması sonucu şoförün kusması.

sevgilimle kısmen tanıştığımız yerdir kulaklığı bozulunca muzik dinlemiştik.

kardeşimle otobüsteydik. orta taraflarda oturuyorduk. kadının biri bindi. otobüs kartını okuttu ve "yetersiz bakiye" sesini aldı. öndeki ablanın birinden rica etti parasını vereyim diye o da kartını okuttu yerine. kadın bizim bir arkamıza geçti oturdu. birkaç dakika sonra 1 tl çıkardı kardeşime verdi öndeki ablaya vermesi için. kardeşim de gitti verdi yerine oturdu. yalnız sıkıntı olan otobüs ücreti 2 tl. öndeki abla yaklaşık 20 dakika kendi kendine söylenmeye başladı haklı olarak. abla en son ineceği durağa geldi. inecekken parayı kardeşime fırlattı "al senin, sizin paranıza muhtaç değilim, iyilik yapılmaz vallahi" diye bir şeyler söyleyerek. olayın bizle daha doğrusu kardeşimle ilgisi yok bize patladı. teyze dur bi dakika diyene kadar indi,gitti. olayın daha sinir bozucu kısmı arkadaki abla hiçbir şey olmamış gibi parayı kardeşimden hışımla aldı sesini de etmedi. otobüsten inene kadar sinirle gülüp durduk asdfghjklşi.

otobüse binmistim. i̇şte bastım akbili ilerliyorum. yan oturma yerleri var 3tane ortadaki boştu. oturayım diye kestirdim gözüme. tam döndüm oturma pozisyonuna geldim oturcam, şoför gaza bastı savruldum ve yanımdaki adamın kucağına oturdum. çok tuhaf ve utanç verici bir olaydır benim için çok da güldük :d

üst üste bir kaç sefer yaşadım aynı olayı. arkadan para uzatıyorlardı şoföre vermem için alırken teşekkür etmiştim sonra para üstünü verirken tekrar teşekkür etmiştim adam suratıma dümdüz bakıyordu inince anladım ne yaptığımı

geçenlerde bindim otobüse oturuyorum kapıya yakın bi yerlerde kulaklığım var yüzümde cama dönük.bi engelli abi binmiş,tam oturduğum yere gelmiş omzumu dürtüyo döndüm birden kalk oturucam dedi kalktım hemen ineceğim durağa da yaklaşmıştı.bekliyorum neyse bi durak kaldı inmeme bastım düğmeye.kalktı bu abi de ben inicem otur dedi bende inicem dedim.yok inme dedi bişey demeyip döndüm önüme.tuttu kolumdan oturttu koltuğa.yemin ediyorum ne yapacağımı şaşırdım.sonra durdu otobüs kendisi indi ben inemedim.bi sonraki durakta inip 2 kilometre yürüdüm aq ya

koridor tarafındaki koltuklardan en arkanın bi önüne oturmuş seyahat ediyordum. önümde bir kız oflaya puflaya saçma sapan triplere girdi. müziği durdurup kızı izlemeye başladım. arkasındaki çocuğun hiçbir yeri katiyen kıza temas etmiyor, görüyorum çünkü. neyse kız bir anda bağırmaya başladı "hayvan herif ne yapıyorsun, utanman yok mu" vs. çocuk üzerine bile alınmadı çünkü sahiden hiçbir şey yapmamıştı. kız "sana diyorum" diye başlayıp bağırmasına devam etti. çocuk "yanlış anladınız hanfendi ben bir şey yapmadım" filan dese de kız, "allah allah yalan mı söylüyorum" filan dedi. en son çocuk o kadar çok sinirlendi ki "ulan ellesem seni mi ellerim tipe bak maymun surat" dedi. kız, ben, yanımdaki amca, tüm otobüs şok sjzjjs

yurtta 4 kişilik odadayız aramızdan bir tanesi saç dökülmesi sorunu ile uğraşıyor. kendi yaptığı karışımı günde iki kez saçına sürüyor. karışım dediysem de içinde bir ben yokum. sarımsak, limon zeytinyağ vs. sabahleyin arkadaşım yine o bakımını yaptı ve hep beraber okula gidecez. durakta beklerken her şey güllük gülistanlıktı. ta ki o tıklım tıklım otobüse binene kadar. otobüse bindik ve duyduğumuz tek şey -kendi parfümlerimizden önce- arkadaşımızın sarımsak kokusuydu. diğer arkadaşım kendisi tam bir i̇stanbul beyefendisidir(!) otobüsün içinde bağırmaya başladı; "abi bu otobüs ne kokuyor allah için camları açın" arkadaşım kafası parlak bir şekilde etrafına bakamayıp kafasını öne eğiyor. ama bütün otobüs isyanlarda. şoför abi cevap verdi artık "hakikaten bu ne allah için, gencecik insanlarsınız azcık dikkat edin" arkadaşımın gözüyle küfür etmeleri arasında millete o sarımsak kokusunun sahibini arata arata okula gitmiştik allah affetsin. ha arkadaşıma ne mi oldu, valla saçı bizimkinden iyi şu an.

bi keresinde aşık olmuştum

bugün okula gitmek için otobüs bekliyoruz. otobüs bi geldi herkes ön kapıya çullandı şoför arka kapıyı açtı. göz göze geldik bir şeyler diyor bize meğer kapı bozukmuş... bindik neyse. normalde şoför bey arkaya doğru ilerleyin diyor her zaman dolu da olsa boş da olsa. bu sefer ön tarafa ilerleyin dedi. yolcular şok, yolcular buga girdi. nasıl indiğimi bile hatırlamıyorum.

Bir gün kuzenimle otobüsteyiz önümüzde de uzun boylu, iyi vücutlu bir çocuk duruyor. Çocukta kulaklık takılı olduğu için kuzenim saçından başlayıp ayağına kadar övdü ama o da işin dalgasında. Saçma sapan benzetmeler yapıyor, sus dedikçe devam ediyor. Artık bir yerden sonra bokunu çıkarttı. O bokun tam çıktığı kısımda çocuk benim kuzene dönüp on numara bir bakış attı ve güldü... O andan sonra yolcuğuma yerin dibinde devam etmiştim.

Arkadaşlarla eve çıktığım zamanlar. Metrobüse binip İstanbul'un diğer ucundaki aile evine gideceğim. Neyse. 98H idi sanırım, 45 dakika bekledim, gelmedi siktimin otobüsü. Bacaklarımın içi, afedersiniz kasıklarıma kadar donmaya başlamış. Nasıl soğuk hava... En son uzaklardan selektör yapa yapa gözüktü kurtarıcım. Tabi ben o ışığı ölmeden önce görünen ışık huzmesi sandığımdan, durumu geç algıladım. Otobüs durağa yanaştı, açtı kapıyı, bindik. "Ya abicim, neden bu kadar gecikti" dedim. "Kusura bakmayın, arıza yaptı otobüs peronda." dedi. Teşekkür ettim, geçtim ileri. Buraya kadar her şey normal. Benden sonraki duraklarda her binen insan atar yapıyor, her binen şöför beye laf sokuyor falan. En son üç tane orospu çocuğu bindi. Nasıl dalga geçiyorlar ama şöförle. Adamın kullandığı otobüsün tekerinden, bıyığının teline dünya kadar laf ettiler. Ben sakin adamımdır, benim sinirlerim bozuldu oturduğum koltuktan. Başakşehir'in yolları tek şeritlidir. Bir araba yolda durursa trafik felç olur. Bizim otobüs de tam kavşak gibi bir yerde durdu. Şöför ağlamaklı kalktı, "Ben burada hizmet veriyorum, bu sözleri hak etmiyorum." diyerek, kapattı ışıkları, indi otobüsten başladı gitmeye. Bakın tablo şu; körüklü bir otobüsteyiz. İçerisi hınca hınç dolu. Mevsim kış. Camlar buğulamış, dışarısı zar zor gözüküyor. Şöför hepimize küsüp otobüs yolun ortasında bıraktı, ışıkları da kapatıp indi evine gidiyor. Önden üç beş tane babacan abi indi de, şöförü 200 metre ileriden çevirip geri soktular otobüse. Ondan sonra yolculuğa devam ettik.

adana-istanbul seferli bir otobüsteyim. en önde oturuyorum. muavin arkadaki bir yolcuyla sürekli bir münakaşa halinde. ben de kulaklığımı takmışım fazla iplemiyorum öylesine bir şeydir diye. her neyse 1 saat falan geçti bi bağrışma koptu. muavin elinde demir çubukla 'ben bu adamı öldüreceğim' diye bağrıyor. neyse dedim çıkarayım kulaklığı iş ciddileşti. meğerse arkada ki yolculardan teki alkol alıyormuş alttan alttan. muavin de hır gür çıkmasın diye sadece uyarmış. e 10 kez uyarmasına rağmen herif alkol almaya devam edince muavin de çıldırmış tabi. bi mola yerine girip yolcuyu attılar otobüsten. asıl mevzu şimdi başlıyor. yanımda ali abi diye biri oturuyordu bak ismi bile hala aklımda. 'ulan ne saygısız herifler var ya' dedi. ben de 'doğru söylüyorsun abi' falan diyip geçiştirdim taktım kulaklığı. sevmem öyle uzun yolculuk muhabbetlerini. her neyse yarım saat kadar sonra ali abi yanımda bir şeylerle uğraşıyor. benim de gözüm ilişti falan bakmak istemedim. sonrasında ali abi beni dürttü ve dedi ki 'kardeşim aksaraya yaklaşınca bana haber ette şu esrarı sarayım arkada' dedi. dedim 'abi saygısızlıktan falan bahsediyordun bu ne şimdi'. yav o başka bu başka dedi kıvrıldı uyudu amk. dedim abi kalk geldik aksaraya. sonra adam yol boyu hapise girip çıkma hikayelerini anlattı falan. velhasıl kelam çok garip bir yolculuktu.

belediye otobüslerinin kapıları iki yana açılan iki parçadan oluşuyo bildiğiniz gibi. bir gün en arka kapının karşısında otobüsün motoruna yaslanmış yolculuk yapıyor bulunmaktayım. kapının sol tarafında da bi eleman yaslanmış halde. bir sonraki durağa daha epey var ve otobüs hareket halindeyken bu kapının sağdaki parçası birden açıldı. kapı yarı açık halde. ben noluyor amk falan modunda bi kaç saniye bakakalmıştım ki kapının diğer yarısına yaslanan eleman bu niye açılmadı ya diye ötekini açmaya çalıştı. şaşkınlık üstüne şaşkınlık. açtı da. triple combo şaşkınlık.